Elif Kurt
Hastalık insanın içindedir Google'a sorma!
Hastalık belirtilerini görünce ilk önce nereye başvuruyorsunuz?
a) Google
b) Doktor
Google diyorsanız gerçekten hastasınız demektir. Uzman bir doktora başvurmalısınız.
Çünkü yalan yanlış teşhisler, farklı amaçlar için oluşturulmuş siteler ve pek donanımlı olmayan kişilerin yaptığı yorumlar internet ortamında oldukça fazla bir şekilde bulunabiliyor. Ve bu teşhisler sizi, aşırı endişeye, sürekli hasta olmaya sevk edebiliyor.
Çağımızın yeni hastalığı olan ve “İnternetten hastalık arama hastalığı” olarak adlandırılan siberkondria özellikle bu evde geçirdiğimiz süre boyunca gözle görülecek bir miktarda artmış durumda.

Sözcük anlamı olarak ‘siberkondria’ (cyberchondria) terimi ‘siber’ (cyber) ve ‘hipokondriazis’ (hypochondriasis) kelimelerden türetilmiştir. Siberkondria hastalığı, tıbbi kaynaklar yerine internettin kullanılmasının tercih edilmesidir. Sağlık hakkında internette yoğun tarama yapıp araştırma sonucunda gereksiz endişeye kapılmak, hastalığını yanlış teşhis etmektir.
Siberkondria terimini kimin ortaya attığı veya ilk ne zaman kullanıldığı kesin olmamakla birlikte, ilk olarak 1996 yılında Business Wire şirketinin haber servisindeki bir haber makalesinde geçmiştir. Terimin halktan bilimsel alana geçmesi uzun sürmemiş ve 2000 yılında ilk kez Avustralya Tıp Dergisinde yayınlanan bir makalede kullanılmıştır. Kelime olarak Şubat 2012’de “Oxford İngilizce Sözlüğü”ne eklenmiştir. Günümüzde, Google Akademik arama motorunda İngilizce siberkondria teriminden bahseden binden fazla dergi makalesi bulunmaktadır.
Sağlık Bilgisi Arayışı
İnternette ki bilgiler, tüm dünyadaki kullanıcılara anlamlı bilgiler vermek için çok faydalı olabilirse de, doğru bir teşhis aracı değildir. Azalan ekonomi ve artan bilgi varlığı gibi faktörlerden etkilenen siberkondria, toplumlarda açık bir şekilde yaygınlık kazanmaktadır.

Bilgilerin Doğruluğu
Bireyler, sağlık siteleri üzerinden hastalıkların şiddetleri ve belirtileri ile ilgili dikkate değer bilgileri elde etme olanağına sahiptirler. Ancak bu olanaklara rağmen internet bir tanı aracı olarak kullanıldığında, kullanıcı genellikle yanlış sonuçlara yönlendirilir ve kaygıya neden olabilir. Siberkondriyak kavramı, internet bağlamında ortaya çıkan bazı belirtilere yönelik asılsız kaygılara sahip bireyleri tanımlamaktadır.

Arama motorları, yaygın veya ender görülen hastalıkların benzer belirtilerine eşit sayıda sonuç ürettiğinden, sonuçların değerlendirilmesi konusunda yanlış bilgilenmelere yol açabilmektedir. Siberkondriyakların yanlış bilgilendirildikleri ve endişelere neden olduğu görülmektedir. İnternet ortamında bulunan büyük miktarda tıbbi bilginin bir bölümü hatalı bilgidir, sağlık kaygısıyla arama yapan kullanıcıları yanıltabilmektedirler.
Sağlık Bilgisi Arayışının Olası Nedenleri
Siberkondrinin birkaç temel nedeni, korkunun yayılması ve etkilenmesine yol açmaktadır. Tarih boyunca insanlar hipokondri sahipliğiyle ya da bir hastalık belirtisine yönelik bilgi dolayısıyla ortaya çıkan korku ile tanımlanmıştırlar. Hastalıklara veya belirtilere yönelik artan bilgiyle kaygıların artması da doğaldır.

Ek olarak, ekonominin de hastalıklardan endişe duyan kişiler üzerinde etkili olduğu savunulmaktadır. Gittikçe kötüleşen dünya ekonomisi ile daha az insan sağlık sigortası yaptırabilmektedir.
Bu nedenle, kendi kendine tedavinin bir doktorun tedavisinden daha uygun olduğunu ister istemez düşünerek daha az doktora başvurma eğilimindedirler.
Siberkondriyaklar, kendilerini yanlış değerlendiren ve özel bir müdahaleyi gerektiren ciddi bir rahatsızlığa sahip oldukları hissine kapılan kişilerdir.
Ancak çoğu zaman ekonomik masraflar ortaya çıkabileceğinden, uzmanlardan arzulanan tedavi ve tanı, kendi kendine tedaviye dönüşebilmektedir. Bilginin artan varlığı ve zayıflayan bireysel ekonominin siberkondrinin ana nedenlerinden olduğu düşünülmektedir.

İnternet, içinde bir kütüphane görevlisi olmayan, isteyen herkesin raflara kendi yazdıklarını, istediği zamanda ve şekilde hiçbir süzgeçten geçirmeden koyabildiği bir kütüphanedir. İnternet kütüphanesinin raflarında doğru sağlık bilgilerini içeren, işe yarar, özenle hazırlanmış belgelerin yanı sıra kişisel gözlem ve değerlendirmeden kaynaklanan, bilimsel dayanaktan yoksun bilgiler de aşırı fazla bir şekilde var.
Yapılan Araştırmalar
Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre insanlar, en fazla, hıçkırık, horlama, böbrek taşı, kronik yorgunluk, grip, normal kan basıncı, kolesterol, yüksek tansiyon, dikkat bozukluğu ve şeker hastalığı konularında araştırma yapıyor.
Ülkemizde ise cilt hastalıkları en çok aranan hastalıklar arasında birinci sırada yer alıyor. Cilt hastalıklarını, alerji, grip, baş ağrısı ve hemoroit takip ediyor. Ülkemizde yapılan
araştırmalar da kadınlar %59,5’lik oranla sağlık
aramalarında erkeklere göre daha aktif.

İstanbul genelinde 18-75 yaşları arasındaki 1196 kişinin katıldığı araştırmaya göre kuşakların siberkondri düzeyleri karşılaştırıldığında, 2000 yılı ve sonrası doğan Z kuşağının siberkondri seviyesi diğer kuşaklara göre 101,68 puanla en yüksek düzeyde bulundu. En düşük seviye ise orta seviyedeki 86,24 puanla 1946-1964 yılları arasında doğan Baby Boomer kuşağı oldu.
Bu araştırma kapsamında %36,8 oranındaki bir kesimin hekim tavsiyesi dışında kendi isteğiyle ilaç kullandığını belirtmesi %22 oranındaki bir kesimin ise tanısı koyulmamış bir hastalığın olduğunu düşünerek internette devamlı hastalık araması da sağlık alanında ayrı bir problemi gündeme getirmektedir.
Sosyal medya kullananların siberkondri düzeyi daha yüksek bulundu. Sosyal medya “kullananların” siberkondri düzeyi “kullanmayanlardan” yüksek olduğu tespit edildi. Katılımcıların %96,3’ü sosyal medya kullandığını belirtirken, sadece 38 kişinin kullanmadığı ortaya çıktı.

Son yıllarda hızla artan bu hastalık arama hastalığına 5 yabancı doktor yaptıkları şarkıyla herkese mesaj verdi; https://www.youtube.com/watch?v=Vn_ZkI7-IZ4&list=RDVn_ZkI7-IZ4&start_radio=1
Kaynaklar;
Bu yazılanları okuduktan sonra hala en ufak hastalıkta, tedaviyi internet üzerinde arıyorsanız bir dakika durun.
Sağlığınız önemli.